الحلم
22- Hoşlanılmayan Düş
أخبرنا
قتيبة بن سعيد
قال ثنا الليث
عن يحيى بن
سعيد عن أبي
سلمة بن عبد
الرحمن عن أبي
قتادة عن رسول
الله صلى الله
عليه وسلم قال
الرؤيا من
الله والحلم
من الشيطان
فإذا رأى
أحدكم شيئا
يكرهه فلينفث
عن يساره ثلاث
مرات وليستعذ
بالله من شرها
فإنها لا تضره
[-: 7608 :-] Katade, Resulullah
(sallallahu aleyhi ve sellem)'in: "Rüya Allah'tandır.
Hoşlanılmayan düş ise
şeytandandır. Sizden biri hoşuna gitmeyen bir rüya görürse, sol tarafına üç
sefer tükürsün ve o rüya'nın şerrinden Allah'a sığınsın. O zaman inşaallah o
kötü rüya kendisine zarar vermez" buyurduğunu bildirir.
Tuhfe: 12135
Diğer tahric: Buhari
(3292, 5747, 6984, 6986, 6995, 7005, 7044); Müslim 2261 (1, 2, 3, 4); Ebu Davud
(5021); İbn Mace (3909); Tirmizi (2277); Ahmed, Müsned (22525); İbn Hibban
(6058, 6059).
أخبرنا
قتيبة بن سعيد
قال ثنا الليث
عن أبي الزبير
عن جابر أن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم قال إذا
حلم أحدكم فلا
يخبر أحدا
بتلعب الشيطان
به في المنام
[-: 7609 :-] Cabir, Resulullah
(sallallahu aleyhi ve sellem)'in: "Biriniz hoşlanmadığı bir düş
gördüğünde, şeytan'ın kendisiyle rüyasında oynaşmasından kimseye
bahsetmesin" buyurduğunu nakleder.
أخبرنا
قتيبة بن سعيد
قال ثنا الليث
عن أبي الزبير
عن جابر عن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم أنه قال
لأعرابي جاءه
فقال إني علمت
أن رأسي قطع
فزجره النبي
صلى الله عليه
وسلم قال لا
تخبر بتلعب
الشيطان في
المنام
[-: 7610 :-] Cabir, Resulullah
(sallallahu aleyhi ve sellem)'e gelip: "Düşümde, başımın kesildiğini
gördüm" diyen bir bedeviye, Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem)'in onu
azarlayarak: "Rüyanda, şeytan'ın seninle oynaşmasından kimseye
bahsetme" buyurduğunu nakleder.
Daha sonra 10682'de
tekrar gelecek. Önceki hadiste geçmişti.
Tuhfe: 2915
Diğer tahric: Müslim
2268 (12, 14, 15, 16); İbn Mace (3912, 3913); Ahmed, Müsned (14293); İbn Hibban
(6056).
أخبرنا محمد
بن عبد الأعلى
قال ثنا
المعتمر قال
سمعت عوفا قال
ثنا أبو رجاء
أنه حدثهم
سمرة قال كان
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم مما يكثر
أن يقول صحابه
هل رأى أحد
منكم رؤيا قال
فيقص عليه ما
شاء الله أن
يقص وإنه قال
لنا ذات غداة
إنه أتاني
الليلة آتيان
وإنهما ابتعثاني
وإنهما قالا
لي انطلق وإني
انطلقت معهما
وإنا أتينا
على رجل مضطجع
وإذا آخر قائم
عليه بصخرة
وإذا هو يهوي
بالصخرة
لرأسه فيثلغ رأسه
فيتدهده
الحجر هاهنا
فيتبع الحجر
فيأخذه فما
يرجع إليه حتى
يصح رأسه كما
كان ثم يعود
إليه فيفعل به
مثل ما فعل
المرة الأولى
قلت لهما
سبحان الله ما
هذان قال قالا
لي انطلق انطلق
قال فانطلقت
فأتينا على
رجل مستلق
لقفاه وإذا
آخر قائم عليه
بكلوب من حديد
وإذا هو يأتي
أحد شقي وجهه
فيشرشر شدقه
إلى قفاه ومنخره
إلى قفاه
وعينه إلى
قفاه ثم يتحول
إلى الجانب
الآخر فليفعل
به مثل ما فعل
المرة الأولى
قلت سبحان
الله ما هذان
قالا لي انطلق
انطلق
فانطلقنا
فأتينا على جل
مثل بناء
التنور فاطلعنا
فيه فإذا رجال
ونساء عراة
وإذا هم يأتيهم
لهب من أسفل
فإذا أتاهم
ذلك اللهب ضوضوا
قلت لهم ما
هؤلاء قالا لي
انطلق انطلق
فانطلقت
فأتينا على
نهر فإذا في
النهر رجل
سابح وإذا على
شط النهر رجل
قد جمع عنده
حجارة كثيرة وإذا
ذلك السابح
يسبح ما سبح
ثم يأتي الذي
قد جمع عنده
الحجارة
فيفغر له فاه
فيلقمه حجرا قلت
لهما ما هذان
قالا لي انطلق
انطلق فانطلقت
فأتينا على
رجل كريه
المرأى كأكره
ما أنت راء
رجلا وإذا هو
عند نار له
يحشها ويسعى حولها
قلت لهما ما
هذان قالا لي
انطلق انطلق فانطلقنا
فأتينا على
روضة فإذا بين
ظهري الروضة
رجل طويل لا
أكاد أرى رأسه
طولا في
السماء وإذا
حول الرجل من
أكثر ولدان
رأيتهم قط قال
فانطلقنا
فأتينا على
دوحة عظيمة لم
أر دوحة قط
أعظم منها ولا
أحسن قالا لي
أرق فيها فارتقينا
فانتهينا إلى
مدينة مبنية
بلبن ذهب ولبن
فضة فأتينا
باب المدينة
واستفتحنا
ففتح لنا
فدخلناها
فتلقانا فيها
رجال شطر
كأحسن ما أنت
راء وشطر
كأقبح ما أنت
راء قالا لهم
اذهبوا فقعوا
في ذلك النهر
وإذا نهر
معترض يجري كأن
ماءه المحيض
في البياض
فذهبوا
فوقعوا فيه ثم
رجعوا إلينا
قد ذهب ذلك
السوء عنهم
وصاروا في
أحسن صورة
قالا لي هذه
جنة عدن وهذاك
منزلك قلت
لهما بارك
الله فيكما
ذراني فادخله
قالا لي أما
الآن فلا وأنت
داخله قلت
لهما فإني قد
رأيت منذ
الليلة عجبا
فما هذا الذي
رأيت قالا لي
أما إنا
سنخبرك أما
الرجل الأول
الذي أتيت
عليه يثلغ
رأسه بالحجر
فهو الرجل يأخذ
القرآن
فيرفضه وينام
عن الصلاة
المكتوبة وأما
الرجل الذي
أتيت عليه
يشرشر شدقه
إلى قفاه
وعينه إلى
قفاه ومنخره
إلى قفاه ذاك
الرجل يغدوا
من بيته فيكذب
الكذبة تبلغ
الآفاق وأما
الرجال
والنساء
العراة الذين
في مثل التنور
فهم الزناة
والزواني
وأما الرجل
الذي في النهر
يسبح ويلقم
الحجارة فاه
فهو آكل الربا
وأما الرجل
الذي عند
النار يحشها
ويسعى حولها
فهو مالك خازن
جهنم وأما
الرجل الذي في
الروضة
الطويل فإنه
إبراهيم وأما
الولدان الذين
حوله فكل
مولود مات على
الفطرة فقال
بعض المسلمين
يا رسول الله
وأولاد
المشركين قال
وأولاد
المشركين
وأما القوم
الذين كان
شطرا منهم
قبيح فإنهم
قوم خلطوا
عملا صالحا
وآخر سيئا فتجاوز
الله عنهم
[-: 7611 :-] Semure b. Cündüb der ki:
Allah'ın Resulü (sallallahu aleyhi ve sellem) ashabına çokça: "İçinizden
rüya gören var mı?" diye sorardı. Gören varsa da Nebi (sallallahu aleyhi
ve sellem) onun rüyasını ona yorumlardı. Bir gün sabah vakti bizlere şöyle
anlattı:
"Dün gece bana iki
kişi geldi ve beni beraberlerinde götürmek isteyip, bana: «Bizimle beraber
yürü!» dediler. Ben de onlarla beraber yürüdüm. Uzanmış uyuyan bir adamın
yanına geldik. Onun da başucunda elinde taş olan bir adam durmuştu. Taşı uyuyan
adamın kafasına atıyor, adamın başı yarılıyordu. Taş sağa sola yuvarlanıyor,
adam da taşın peşinden gidiyordu. Taşı alıp geri geldiğinde uyuyan adamın
kafası eskisi gibi iyileşmiş oluyordu. Taşı getiren adam da tekrar uyuyan
adamın yanına geliyor ve ilkinde yaptığının aynısı tekrar ediyordu.
Yanımdakilere:
«Sübhanallah! Bunlar ne yapıyor?» diye sorduğumda, bana: «Devam et! Yürü!»
dediler.
Yola devam ettim ve
sırtüstü yatmış olan bir adamın yanına geldik. Yanında elinde kancasıyla başka
biri daha vardı. Elinde kanca olan adam yatan adamın yüzünün bir tarafına
eğilip ağzından başlayıp yanağını ensesine kadar parçalıyordu. Sonra yüzünün
öbür tarafına yöneliyor ve o tarafa da bir öncekinin aynısını yapıyordu.
Yüzünün bir tarafını öyle parçalayıncaya kadar öbür taraf iyileşip eski haline
geliyordu. Elinde kancası olan adam tekrar yeni baştan ilk yaptığı gibi
parçalamaya başlıyordu.
Yanımdakilere:
«Sübhanallah! Bunlar ne yapıyor?» diye sorduğumda, bana: «Yürü! Yürü!» dediler.
Yola devam ettim ve
tandır gibi bir yere geldik. Tandırın içine baktığımızda çıplak erkek ve
kadınların olduğunu gördük. Altlarından alevler geliyordu. Her alev geldiğinde
de bağnşıyorlardı. Yanımdakilere: «Bunlar kim?» diye sordum, bana: «Yürü!
Yürü!» dediler. Yola devam edip bir ırmağın kenarına geldik. Irmakta yüzen bir
adam gördük. Irmağın kenarında da yanına taş yığmış olan bir adam vardı.
Irmaktaki adam bir müddet yüzüp onun yanına geliyor, kenardaki adam da yüzen
adamın ağzına bir taş koyup yutturuyor.
Yanımdakilere: «Bunlar
ne yapıyor?» diye sordum. Bana yine: «Yürü! Yürü!» dediler.
Yola devam ettik ve hiç
böylesini göremeyeceğin kadar çirkin bir adamla karşılaştık. Yanında bir ateş
vardı. Hem ateşi körüklüyor, hem de etrafında dönüyordu.
Yanımdakilere: «Bu ne
yapıyor?» diye sordum, yine: «Yürü! Yürü!» dediler.
Yola devam ettik ve bir
bahçeye vardık. Bahçenin önünde de uzun boylu bir adam vardı. O kadar uzundu ki
göğe kadar uzanan başını çok zor görebiliyordum. Adamın etrafında da daha önce
hiç bu kadarını görmediğim kalabalıkta çocuklar vardı.
Yanımdakilere: «Bu
adamla bu çocuklar ne?» diye sordum. Bana: «Yürü! Yürü!» dediler.
Yola devam edip, daha
önce bu kadar büyüğünü ve güzelini göremediğim bir bahçeye vardık. Yanımdakiler
bana: «Bahçenin içinde ilerle!» dediler. Bahçenin içinde ilerlediğimizde
altından ve gümüşten tuğlalarla inşa edilmiş bir şehre vardık. Şehrin kapısına
gelip kapıyı açmalarını istedik. Kapı açıldı ve içeriye girdik. Bizi orada öyle
adamlar karşıladı ki, vücutlarının yarısı görebileceğin en güzel bir yapıda
iken diğer yarısı da görebileceğin en çirkin bir yapıdaydı.
Yanımdakiler, o
adamlara: «Gidin ve oradaki ırmağa girip yıkanın!» dediler. Irmağa baktığımda
çok geniş ve süt kadar beyaz olduğunu gördüm. Adamlar gidip ırmağa daldılar
sonra da yanımıza geldiler. Yıkandıktan sonra bedenlerindeki o çirkin
görünüşleri de gitmiş en güzel bir surete bürünmüşlerdi.
Yanımdakiler bana:
''İşte burası Adn cennetidir, evin de işte oradakidir'' dediler. Yanımdakiler
bana: «İşte evin orası!» dediler. Onlara: «Yüce Allah sizlere bereketler ihsan
etsin! Bana izin verin de içine gireyim» dedim, fakat: «Şimdi değil, ancak
ileride oraya gireceksin!» karşılığını verdiler.
Onlara: «Gece boyu pek
şaşırtıcı şeylerle karşılaştım. O gördüklerim neydi?" diye sorduğumda şu
karşılığı verdiler:
«Sana onları anlatalım:
İlk gördüğün ve başı taşla yarılan adam Kuran'ı alıp bir kenarda bırakıyor ve
kılması gerek farz namazını kılmayıp uyuyordu. Yanakları, burnu ve gözleri
ensesine kadar yarılan adama gelince, o adam sabah evinden çıkınca öyle bir
yalan ortaya atıyordu ki bu yalanı dört bir tarafa yayılıyordu. Tandır gibi bir
yerde bulunan çıplak erkek ve kadınlar ise, onlar zina eden erkek ve
kadınlardı. Irmakta yüzen ve ikide bir ağzına taş konulan adam da faiz yiyen
kişidir. Ateşin yanında olan, ateşi harlayıp etrafında dönen çirkin adam ise
Cehennem bekçilerinden olan Malik'ti. Bahçenin önünde bulunan uzun boylu adam
ise İbrahim peygamberdi. Etrafında olan çocuklar da fıtrat üzerine ölen
çocuklardı.» "
Ravi der ki: "Bazı
Müslümanlar: "Ya Resulallah! Peki ya müşriklerin çocukları da içlerinde
mi?" diye sorduklarında, Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem):
"Onlar da
içlerinde" buyurdu ve şöyle devam etti: ''Yarı güzel yarı çirkin olan
adamlar ise hem kötü, hem de iyi amellerde bulunan ancak Yüce Allah'ın sonradan
affettiği bir topluluktu. "
Diğer tahric: Buhari
(1143, 1386, 2085, 2791, 3236, 3354, 4674, 6096, 7047); Müslim (2275); Tirmizi
(2294); Ahmed, Müsned (20094); İbn Hibban (655, 4659).
Daha sonra 11162'de
tekrar gelecek.